CYBER GROOMİNG
CYBER GROOMİNG
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK) 6/1-c maddesi uyarınca 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur ve Türkçe ’de tam karşılığı bulunmayan grooming, çocuğun bir yetişkin tarafından istismar edilmek üzere hazırlandığı süreçtir. Söz gelimi o çocuğun çekingenliğini azaltmak üzere duygusal bir bağ kurup çocuğu manipüle etmek grooming olarak adlandırılır. Cyber grooming ise yetişkin bir bireyin sosyal medya gibi sanal bir ortam kullanarak çocuğa güven verip duygusal bir bağ kurmasını sağlaması üzerine çekingenliğini azaltıp, cinsellik konusunda merakını arttırıp çocuğu kendisine alıştırmasıdır.
Herhangi bir internet sitesi, oyun, uygulama, sosyal medya platformu yani bir başka kişiyle iletişim kurmaya olanak sağlayan tüm çevrimiçi platformlar sanal cinsel istismarın gerçekleşebileceği mecralardır. İnternetin çocuklara yönelik üç büyük tehdidi sanal zorbalık, sanal cinsel istismar ve çocuk pornografisidir.
Sanal zorbalık, bir kişi veya gruptan dijital platformlar vasıtasıyla yapılan uzun süre boyunca tekrarlı olarak devam eden mağdurun karşı koyamadığı saldırgan ve kasıtlı fiildir. Sanal cinsel istismarın sanal zorbalıkla benzer yönleri vardır. Her ikisinin de sanal ortamda gerçekleşmesi ve eylemlerin ısrarcı bir şekilde tekrarlanması bu benzerliklerdendir. Aile içerisinde sorun yaşayan veya günlük ilişkilerinde kendini ifade edemeyen çocuklar sık sık sanal ortamda yeni insanlarla arkadaş olma ve onlarla sorunlarını paylaşma eğilimi içerisinde olurlar. Bu durumdan yararlanmak isteyen istismarcılar çocukla arasında güçlü bir güven bağı kurup, onu çok iyi anladığını, ona destek olacağına inandırır ve bu durum çocuğun sanal cinsel istismara uğramasına kapı açar.
Sanal cinsel istismar uluslararası sözleşmeler ve ulusal hukuk metinlerinde çocuk olarak tanımlanan bireylerin (18 yaşına kadar her birey çocuktur), yaşı ve gelişim düzeyi açısından kendi sorumluluğunu taşıyan, güven ya da güç ilişkisi içinde olduğu bir kişi tarafından sanal ortamda cinsel olarak sömürülmesi anlamına gelir. Gerçek hayatta aileler çocuklarının güvenliğini önemser ve onlara tanımadığın insanlarla konuşma, adını soyadı verme, sakın telefon numaranı kimseyle paylaşma gibi ikazlarda bulunurlar. Çocuklar günlük yaşantılarında buna dikkat ederler fakat sanal bir ortama girdiklerinde işler tamamen değişiyor ve ‘nasıl olsa bana ulaşamaz’ düşüncesiyle isimlerini ve yaşlarını paylaşmaktan kaçınmıyorlar. Bilinçli ebeveynler çocuklarını bu konuda uyarmalı ve dijital ayak izini takip etmeli, çocuğu için güvenli bir ortam hazırlamalı.
Sonuç: Sanal Cinsel İstismar ve Mücadele İçin Öneriler
Çocukların sanal ortamda maruz kaldığı cinsel istismar uzun yıllar süren bir süreçtir. Masum bir arkadaş gibi görünen fail çocuk üzerinde psikolojik olarak derin yaralar bırakırken cinsel istismarla sonuçlanabilir ayrıca çocuğun kendini öldürmesine veya fail tarafından öldürülmesine kadar üzücü olaylarla da sonuçlanabilir.
Faillerin yararlandığı teknolojik araçlar ile bilgi ve iletişim olanağı sunan uygulamaların potansiyel mağdurlara erişimleri gözetilmelidir. Zira artık fail potansiyel mağdur çocuğun yalnızca birkaç tık uzağındadır.
Türk hukukunda bir çocuğun sanalda maruz kaldığı cinsel istismarı fiilleri, çocuğun cinsel istismarı suçu veya farklı bir suç tipini oluşturmamaktadır. Örnek vermek gerekirse failin mağdurun yanağından makas alması cinsel istismar suçuna dâhilken mağdurla uzun bir zaman sanal uygulamalar üzerinde cinsel içerikli konuşması, ahlak dışı görseller göndermesi ise daha az bir ceza yaptırımı ile karşılanan cinsel taciz suçunu gündeme getirmektedir. Zira bedensel temas kriterinden hareket ederek çocuğun cinsel dokunulmazlığının teknolojik imkânlardan yararlanarak suiistimal itmesi çocuk üzerinde derin psikolojik yaralar bırakacaktır.
Çocuklar haftada ortalama 35 saatini okullarda geçirmektedirler ve öğretmenleri onların gözünde bir rol model olmanın yanında bir abla ve abi gibidir. Okulda, aile içinde, yakın arkadaşları ile yaşadıkları sorunları öğretmenleriyle rahatlıkla paylaşmaktadırlar. Veliler zaman zaman sorunların farkında olmamakla birlikte çocuğa gerekli ilgi alakayı göstermemektedir ve çocuğun maruz kaldığı istismarı fark etmemektedir. Öğretmenlerin bu konu hakkında bilinçli davranıp çocuklara sanal ortamda karşılaşabileceği riskleri anlatmalı ve onlara nasıl korunmaları gerektiğini öğretmeliler.
Bunun yanı sıra teknolojik alet kullanımına uzak anne ve babalara eğitim verilmeli ve çocuklarının oynağı oyunun ve kullandığı uygulamanın kontrolünü sık sık yapılması konusunda tembihlenmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder